Monday 27 April 2015

Salihyangöz

Nihayet yazabildik!

Bir süredir, çok müdahale etmeden bahçenin gelişimini takip etmeye verdik kendimizi. Havaların ısınmasıyla bahçe hızlı bir değişim sürecine girdi. Bu sene, biz gelmeden önce yapılageldiği gibi bahçe çapalatılmadı. Bahçe sakinleri gibi bizde pek mutluyuz bu durum karşısında. Her şey boy atmaya başladı. Tanımadığımız bitkiler boy göstermeye başlarken sürecini tamamlamış olan basur otları sararmaya başladı yerlerini şimdiden başka otlar almakta. Yakında fotoğraflarını koyacağız. Geçen hafta yılın ilk tırtılını gördük.
Salihyangöz
Veeeeee gelelim en heyecan verici kısma, dırıdırıdırıptırıpppp...
Tavuk sarayı
Ne zamandır yapmayı düşünüğümüz tavuk kümesine sonunda başladık ve bitiriverdik. Kümes için Kompostu yarı yarıya küçülttük. Yani kompostun yarısı şimdi kümes oldu. Bu sefer tam anlamıyla 'zero budget' hatta 'upcycle' çalıştık. Gün be gün 'lazım olur tavuk kümesi felan yaparsak' felan diye eve taşıdığımız, köşeleri kollayıp çöpleri araştırıp karınca gibi taşıdığımız tahtalardan ve komşumuz Mirza'nın hediye ettiği çıkma ağdan yaptık kümesimizi.
Çıkma parçaları ortaya serdik önce..
Geçen sene çürümesi için komposta attığımız palmiyeleri, yer kazanmak için komposttan almak zorunda kaldık. Aldığımızdaysa şöyle bir manzara karşımıza çıktı. 
ne yumurtası olduklarını bilemedik tam olarak.
Ne kadar müdahaleden hoşlanmasakta altyapı çalışmaları sebebiyle yine rahatsızlık verdik kendilerine. Büyük ihtimalle salyangoz yumurtaları ama daha önce gördüklerimiz hep bembeyazdı. O sebeple bilemedik. 
ilk aşama
Kapısı..
Yarın büyük gün, bakalım tavuk almayı başarabilecek miyiz? Bunun için sabah erkenden yollara düşüp tavuk besleyip satan komşularımızla çetin pazarlıklara girişeceğiz. Haydi hayırlısı.
Sepet sepet yumurta,
Sakın bizi unutma:))
Eren ve Gökşen.









Saturday 11 April 2015

Yeni bir gün doğdu, Merhaba!

Bugün güneş yüzünü gösterdi yine. Kahvaltıdan sonra bahçede bulduk kendimizi. Bakınırken bir anda ertelediğimiz işlerden olan sarmaşıklara kılavuz yapma (çardak) işine başladık. Özellikle kırmızı beyaz boyanmış duvarın sarmaşıklarla kaplanmasını istiyoruz. Elimizde az bir ip vardı derken çamaşır ipini de aldık üçe ayırdık derken planladığımız işin %70 ini tamamladık.
sarmaşıklar için kılavuz/çardak 
Bahçede sarmaşık olarak büyük bir acem borusu, türünü bilmediğimiz iki adet üzüm, ve gene türünü bilmediğimiz her yerde olan dört mevsim açan üç farklı sarmaşık var şu anda.
Amacımız biraz daha mahrem bir ortam yaratmak, duvarı ve beton alanı biraz daha yeşile boğmak. Eskiden adada su olmadığından yemeğe yemeğe konacak su sarnıçtan alınır bu suyla banyo yapılırmış içme suyu ise eşeklerle taşınırmış bu sebeple bizimde evin önünde de büyükçe bir sarnıç var ve sarnıcın kapladığı alan beton. Bundan şikayetçi değiliz tabii, eskiler gibi evin içinde bu suyu kullanmasak da bahçeyi bütün yaz bu suyla sulayabiliyoruz.
Bir yandan bu işlerle uğraşırken, diğer yandan da bahçenin diğer sakinlerini fotoğraflayalım dedik.
bahçenin sakinleri

Sonrasında bir yemek molası verip geçen hafta pazardan aldığımız filizlenmiş soğanları deneysel bir geridönüşüm yöntemiyle ekmeye karar verdik. İlk olarak 5 litrelik pet şişenin üzerine ve altına matkapla delikler açtık. Açtığımız delikler küçük geldiği için delikleri sonrasında makasla büyüttük.
 Sonra içine komposta atılmış otlardan koyup soğanları filizlenen kısımları deliklerden çıkacak şekilde yerleştirmeye başladık. İşin deneysel kısmı işte burada başlıyor. Toprak yerine daha tepkimeye bile girmemiş otları komposttan alıp koyduk. Birbir hepsini yerleştirdik. En sonunda en üstüne biraz toprak serptik ve malç tabakasını hafif sıyırıp toprağın üstüne yerleştirdik pet şişeyi. Toprağın üstünü açtığımız anda solucanlar ortaya çıktı. Şişenin altındaki deliklerden içeri girip kompost yapmaya başlamalarına niyet ediyoruz. Eğer istediğimiz gibi olursa, yani kompost yapımı ve soğanların aynı anda büyümesi gerçekleşirse bahçenin farklı köşelerine böyle kompost istasyonları koyabiliriz belki de. Kompost oluşurken çıkan suyun çevre bitkileri besleyeceğini de düşünüyoruz bir yandan. Son hali bu. Umarız solucanlar soğanları da yemezler.
Daha yeşil günlere,
Gökşen ve Eren.

Wednesday 8 April 2015

önce yağmur sonra güneş

Gene bereketli bir hafta sonu geçirdik. Bu hafta Işıl'ı ağırladık. Işıl gezerken biriktirdiği hikayeleri taşıdı evimize. Uzun uzun çiftlik maceralarından ve doğadan bahsettik. 
Gelir gelmez vakit kaybetmeden doğada bulduk kendimizi. Bir yanı deniz bir yanı orman olan bir rotada doğanın içinde yürümeye başladık. Akşam yemeğimiz için bir yemeklik ebegümeci topladık bu sefer. 
Adadaki çeşitlilik baharın gelmesiyle iyice arttı. Bir çok bitkiyi tanıyamadık tabii ki. Bildiklerimizden karabaş otları, dağ sümbülü dikkatimizi çekti.
Adada kendiliğinden gelişen bitki türlerini bahçeye getirip çeşitliliği arttırmaya çalıştığımızıve bunu neden yaptığımızı daha önce yazımızda belirtmiştik. Adını bilmediğimiz bu otu da aynı sebeple bahçeye ektik.   

Bahçe her gün değişiyor. Yağmurlar ve hemen ardından açan güneşler bahçeye çok iyi geldi, bahçe adeta coştu. 
salyangoz bahçesinden bir kesit
04.04.15
Tohumdan yeni çıkan filizleri, ektiğimiz fideleri gün be gün takip ediyoruz. Ne kadar hızlı büyüdüklerine şahit oluyoruz. Bu süreçte gördük ki en yayılmacı(işgalci) denilen bitkiler bile çeşitlilik olduğunda aralarına başka bitkiler kabul ediyor hep birlikte yaşamaya devam ediyorlar. Bahçeyi çapalamıyoruz,'yabani ot' temizliği yapmıyoruz çünkü doğanın kendi döngüsünü devam ettirmesine şahit oluyoruz sadece. Yaptığımız ufak müdahaleler(çeşitliliği artırmak için farklı otları yada fideleri ekmek için toprağı kazmamız ya da spirali yaparken belli bir noktadan az da olsa toprak almamız gibi)toprakta çapalayarak ve gübre atılarak açılan yaralar kapandığında doğa en başında yani müdahale edilmeden önceki hali gibi güçlenip çeşitlendiğinde son bulacak çünkü artık buna da gerek kalmayacak. 
Toprağın bilgeliğine..
Eren ve Gökşen.